Ardeşen'de "Siyonist İsrail'le mücadelemiz devam edecektir" Eylemi
RİZEDünya Kudüs Gününde Karadeniz Filistin Gönüllülerinden Basın Açıklaması
Dünya Kudüs günü Dolayısıyla Karadeniz Filistin Gönüllüleri İlçe merkezi Dolana köprüsü üzerinde düzenledikleri etkinlikle İsrail, ABD ve İngiltere yapılan basın açıklamasıyla kınandı.
Rize’nin Ardeşen İlçesinde Karadeniz Filistin Gönüllüleri Platformu tarafından Dünya Kudüs günü dolayısıyla Kadir Kaptan; “Müslümanların İlk kıblesi Kudüs özgürleşene kadar Siyonist İsrail'le mücadelemiz devam edecektir” Açıklaması yapıldı.
Siyonist İsrail ile ilgili sloganlar atılarak, pankartlar taşındı. Eylemde basın açıklaması Kadir Kaptan tarafından okundu.
Okunan bildirinin tam metni şu şekildedir: Kudüs günü nedir?
Bismillahirrahmanirrahim. İslam inkılabının büyük rehberi rahmetli İmam Hümeyninin 1979 da Müslümanların dikkatini Siyonist İsrail'in işgali ve zulmü altında inleyen Filistin halkına ve Kudüs'e çekmek için mübarek Ramazan ayının son Cumasını Dünya Kudüs günü olarak ilan etmesinin önemini bugünlerde daha da iyi anlıyoruz. Bugün günlerden Kudüs, Kudüs günü, İslam'ın günü, Müslümanların uyanma ve zülmedenlere karşı ayağa kalkma günüdür. Değerli kardeşlerimiz, Tarih boyu süre gelen hak ile batıl, zalim ile mazlum, müstazaf ile müstekbir savaşında, tarihsel bir dönüm noktasında bulunmaktayız. İngiliz emperyalizminin eliyle İslam ümmetinin bağrına zehirli bir hançer olarak saplanan ve bir kanser uru olan Siyonist İsrail rejimi artık ömrünün sonuna doğru yaklaşmaktadır. Emperyalizm, Filistin toprakları üzerinde bu işgal ve terör rejimini kurarken, aynı zamanda İslam dünyası üzerinde sultayı sürdürecek merkezi bir karakol oluşturmayı planlamıştı. Böylelikle, onlar, İslam dünyasını tamamen vesayet altına alacak ve bütün zenginliklerini sömürecek bir projeyi hakim kılmayı İslam dünyasının tamamen dağıtıldığını, bütün direnç noktalarının kırıldığını ve her yerinde kendi işbirlikçilerinin yerleştiğini, artık İslam ümmetinin tekrar ayağa kalkmasının mümkün olmadığını düşünmüşlerdi. Ama Alemlerin Rabbi olan Allah’ın bir kararı ve hükmü vardı; Düşman ne kadar azarsa azsın, ne kadar plan yaparsa yapsın, ne kadar saldırırsa saldırsın, bu Ümmet er geç uyanıp ayağa kalkacak, kendi kaderini kendi eline alarak işgal altındaki bütün İslam topraklarını, hususen Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı özgürleştirmek için destansı bir direniş başlatacaktı… Elhamdülillah İslam Ümmeti bu süreci yaşıyor artık… Yenilmez sanılan İsrail ordusu İslami direniş karşısında hayal dahi etmediği hüsranları yaşamakta, en gelişmiş silahlarla donatılan orduları yenilgilerle dağılmakta ve tarihin sayfaları İslami direnişimizin zaferlerini tespit etmektedir..
Dün sürekli saldıran, sürekli katliamlar yapan Siyonist düşman bugün direnişin çelikten yumrukları karşısında korkak ve zelilce sığınaklara kaçmakta ve ateşkeslerin arkasına sığınmaktadır.
“Kudüs’ün Kılıcı” savaşında bu Siyonist düşmanın nasıl hezimete uğradığını, her tarafının uzun menzilli füzelerle nasıl vurulduğunu ve kentlerinin nasıl da alev alev yandığını bütün dünya gördü. Artık bu düşman ilerleyen değil, kaçandır! Vuran değil vurulandır! Saldıran değil sığınaklara kaçandır…
İşte bu Rabbimizin yeryüzündeki müstazaf ve Salih kullarına bir vaadidir ve Allah’ın vaadi haktır…
Rabbimize sonsuz hamdu senalar olsun ki, bugün artık Ümmetimizi bu aşamaya taşıyan bir cephemiz var.
Dünyanın tüm müstekbirlerine, Siyonist rejim ve onun tüm suç ortaklarına karşı Ümmetimizin haklarını ve onurunu ayağa kaldıran, Kudüs bayrağını en yükseklere dalgalandıran ve ümmetimize zaferlerle dolu Fethu’l Mübin’leri müjdeleyen bir cephe…
Bu cephe, ümmetimizi vahdet ve mukavemet hattında buluşturan, birliğimizi ve kardeşliğimizi güçlendiren, kaybettiğimiz izzetimizi bizlere yeniden kazandıran KUDÜS CEPHESİ’dir
Bütün bu tarihi hakikatler karşısında küresel emperyalizm ve Siyonizm, bir kanser Mikrobu olan bu işgal rejimini ebedi ve nihai hüsrandan kurtarabilmek için yeni tuzaklar kurmakta ve yeni kumpaslarla Kudüs Cephesi’ni yenilgiye uğratabilmenin peşinde Siyonist rejimi tanıyıp onunla her türlü ilişki ve işbirliği kurmanın adımlarını atmaktadırlar.
Müslümanlar olarak, “Siyonist rejimle normalleşme” adı altında ülkemiz üzerinden yeniden geliştirilen bütün ilişkilere, Siyonist rejim şeflerinin Türkiye’ye geliş gidişlerine şiddetle karşı çıkıyor ve öfkeyle reddediyoruz…
Siyonist İsrail rejiminin bu Ramazan ayında da Filistinli kardeşlerimize, Mescid-i Aksa’ya karşı nasıl barbarca ve alçakça saldırılar gerçekleştirdiğine bütün dünya şahit oldu…
Mescid-i Aksa’da namaz kılanların üzerine kurşunlarla ve gaz bombalarıyla nasıl saldırılar düzenlendiğini, Mescid-i Aksa’nın içine Siyonist çizmelerle nasıl girildiğini, birçok kardeşimizin nasıl yaralandığını hepimiz gördük…
Böyle bir Siyonist rejimle nasıl normalleşebiliriz? Böylesi kan içici bir terör rejimiyle ilişkiye geçmekten ülkemiz adına, Müslüman halklar adına nasıl bir fayda gözetebiliriz? Bütün Filistinli kardeşlerimiz ve bütün özgür halklar “Siyonist rejimle normalleşme”nin adını açıkça “Ümmete ve Kudüs’e ihanet” olarak koymuşken, bizler bu ilişkilerin ülkemiz üzerinden de geliştirilmesini nasıl kabul edebiliriz!?
Siyonist İsrail rejimiyle tek bir ilişkimiz olur; o da, bu terör ve işgal rejimiyle her türlü ilişkiye son verip Siyonist elçiliği kapatmak ve burayı Filistin elçiliği olarak ilan etmektir,,, işgal rejimi ortadan kalkıncaya, denizden nehire bütün Filistin kurtuluncaya ve hep birlikte Özgür Kudüs’te buluşuncaya kadar bütün varlığımızla direnişin yanında duracağımıza, maddi, manevi, fiili her alanda mücadele sahnesinde kalacağımıza, Kudüs cephesinin siperlerinden asla ayrılmayacağımıza söz veriyoruz…
İlginizi Çekebilir