© Rize Tv Radyo Vitamin AŞ.

Deniz: AKP Hükümeti Gider Ayak Çay Tarımının İpini Çekmeye Çalışmaktadır

CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, TBMM’ye sunulan Çay Kanun Teklifinin bir kanun değil ÇAYKUR’un ve çay üreticisinin ölüm fermanı olduğunu ifade ederek, “AKP hükümeti giderayak çay tarımının ipini çekmeye çalışmaktadır” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Rize İl Başkanlığı tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanında TBMM’ye sunulan Çay Kanun Teklifine tepki amaçlı basın açıklaması düzenlendi. CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz başkanlığındaki basın açıklamasına CHP Rize Merkez İlçe Başkanı Necati Topaloğlu, partililer, bazı muhalefet parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, burada yaptığı konuşmada, yaklaşık 2 yıldır Çay Kanununun çıkması için mücadele ettiklerini kaydederek, “Çay Kanununun çıkması için mücadele ederken hep bir sözcüğü kullandık. Çay üreticisini koruyacak Çay Kanunu, ÇAYKUR’u yok saymayacak Çay Kanunu. Çay tarımını sürekli kılacak Çay Kanunu. Bugün yapmış olduğumuz tanımın ne kadar doğru olduğunu ve ısrarla bastırarak yani çay üreticisini koruyacak Çay Kanunu dememizin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gördük. Açıklamalarımızda çayda taban fiyat uygulamasını getirmeyen, çay üreticisini korumayan, üreticiyi özel sektöre mahkum eden, ÇAYKUR’u Varlık Fonundan çıkarmayan, ÇAYKUR’u yok sayan bir Çay Kanununa asla destek vermeyeceğimizi sürekli olarak bildirdik. Bugün AKP tarafından konuyla ilgili tarafların tüm görüşleri alınarak meclise sunulduğunu söylediği Çay Kanunu ile ilgili görüşlerimizi açıklamak ve bunun bir kanun değil ÇAYKUR’un ve çay üreticisinin ölüm fermanı olduğunu açıklamak için bir araya geldik. AKP tarafından meclise sunulan Çay Kanunu teklifi yaş çayda taban fiyat uygulamasını zorunlu kılmayan, üreticiyi özel sektöre mahkum eden, ÇAYKUR’u ve çay tarımını yok edecek olan bir kanun teklifidir.” dedi.

Özel sektör geçmiş yıllarda üreticilerden düşük fiyatla çay alırken 14 yıldır var olan Ulusal Çay Konseyi’nin nerede olduğunu soran İl Başkanı Deniz, yönetim kurulu başkanı Rize Ticaret Borsası ve aynı zamanda çay fabrikası sahibi olan Ulusal Çay Konseyinin çay üreticileri lehine hiçbir şey yapmadığını savunarak, “Çay Kanun teklifi ile yaş çay fiyatını belirleme yetkisini Ulusal Çay Konseyine veren AKP hükümeti giderayak çay tarımının ipini çekmeye çalışmaktadır” ifadesinde bulunarak, şöyle konuştu: “Oysaki vatandaşın beklentisi yaş çayda taban fiyat uygulamasını yasalaştıran yani açıklanan yaş çay alım fiyatının altında alım yapılmasını yasaklayan bir Çay Kanunu bekliyordu vatandaşlarımız. Oysaki ne oldu? Çay fiyatının açıklanması Ulusal Çay Konseyine bırakıldı. Ulusal Çay Konseyi 14 yıldır var. Bu süre içinde varlığını hissettiniz mi? Özel sektör açıklanan yaş çay fiyatının yarısına çay alırken bu Ulusal Çay Konseyi neredeydi? Ulusal Çay Konseyini oluşturan yönetim kurulu üyelerinden bir açıklama gördünüz mü, duydunuz mu? Bugün Ulusal Çay Konseyinin Başkanı aynı zamanda Rize Ticaret Borsasının başkanı aynı zamanda özel sektör çay fabrikası sahibi. Bu süreç zarfında Ulusal Çay Konseyinin çay üreticileri lehine bir şey yaptığını duyan, bilen var mı? Bu Ulusal Çay Konseyi 12 yıl önceki Çay Kanununu gündeme getiren vatandaşın tepkileri üzerine geri alınan Çay Kanununu hazırlayan kurum değil mi? Hepimiz hatırlayalım. Ulusal Çay Konseyinin ilk başkanı, kurucu Başkanı Ali Bayramoğlu çay kaçakçılığından yargılandı, mahkum oldu, ceza aldı. 12 yıl önce Ulusal Çay Konseyinin hazırlamış olduğu Çay Kanununa karşı çıkan, bunu kabul etmeyen ve kanunu geri aldırtan çay üreticileri şimdi bu kanunu niye kabul etsinler, değişen ne? AKP hükümeti 14 yıldır var olan ve üretici lehine hiçbir şey yapmayan Ulusal Çay Konseyine çay fiyatını belirleme yetkisi veriyor. Bunun anlamı nedir. Bunun tek bir anlamı vardır. AKP hükümeti giderayak çay tarımının ipini çekmeye çalışmaktadır.”

Deniz, hazırlanmış olan kanun teklifi ile binlerce insanı çalıştıran, binlerce insanı emekli eden ve Türk çay tarımının garantisi olan ÇAYKUR’un yok sayıldığını ve ÇAYKUR’a ihanet edilerek ÇAYKUR’un ipinin çekildiğini ifade ederek, “Türk Çayı Ulusal Çay Konseyi adı altında 3-5 sermaye sahibinin yönetimine devir edilmiştir. Hiç kimse Ulusal Çay Konseyi eşitler arasında oluşmuştur demesin. 18 yıllık sürece bakan neyin ne olduğunu görür. Çok merak ediyorsunuz Ulusal Çay Konseyinin yani Rize Ticaret Borsasının yapmış olduğu çay bardağını görürsünüz. Bu kanun yasalaştığı zaman ÇAYKUR’un nasıl yok olacağını, binlerce insanın nasıl işsiz kalacağını, üreticinin bir zamanlar kendisine ait olan tarlasında nasıl maraba olacağını, Rize bölgesinin demografik yapısının nasıl değişeceğini, sözleşmeli tarım adı altında emperyalist sömürünün en temel göstergesi olan Reji rejiminin nasıl yeniden oluşacağını, çay üreticilerinin nasıl 3-5 sermaye sahibinin oyuncağı haline geleceğini, bölgenin nasıl hızlı bir şekilde yoksullaşacağını göreceğiz. Bu gelişme 3-5 sermaye sahibine de yaramayacak, onlarda şirketlerini yabancı şirketlere nasıl kaptıracaklarını ve sonuçta Türk Çayının nasıl yok olacağını göreceğiz” şeklinde konuştu.

İl Başkanı Deniz, Çay Kanun teklifindeki maddelere de değinerek şunları kaydetti: “AKP’nin Çay kanununda neler var? Çay fiyatı Ulusal Çay Konseyi tarafından belirlenecek. Vatandaş açıklanan yaş çay alım fiyatının altında alım yapılmasını yasaklayacak Çay Kanunu beklerken bu durum kanun metninde yer almamış ve aksine yaş çay alım fiyatı belirleme yetkisi Ulusal Çay Konseyine bırakılmış. Kısaca bakalım şu anki mevcut duruma göre aynı kişi hem fabrika sahibi hem Rize Ticaret Borsası Başkanı ve hem de Ulusal Çay Konseyi Başkanı. Çay fiyatını kim belirleyecek, bu komisyon. Peki diyelim komisyon kendi arasında anlaşamadı o zaman çay fiyatı nasıl belirlenecek. Son yaş çay alım fiyatına Maliye Bakanlığını açıklamış olduğu yeniden değerleme oranı kadar zam yapılacak ve fiyat belli olacak. Daha iyi anlamak için diyelim ki 2022 yılı için komisyonda anlaşma olmadı ne yapılacak peki? Fiyat 2021 yılı yeniden değerleme oranı % 36,20 oranında zam yapılıp açıklanacak ve fiyat 5.27 TL. olacaktı. Peki ne açıklandı? Hükümet utandığı için % 73 zam yapılarak 6,70 TL açıklandı. Çünkü hükümetin sorumluluğu var. Oysa yeni yasaya göre hiçbir sorumluluğu yok. Kısaca çay fiyatının Ulusal Çay Konseyi tarafından açıklanması demek iktidarların bu işten sıyrılması demektir, devletin sorumluluğundan kaçması demektir. Bu madde Devletin çay tarımından çekilmesi demektir. Çay sektörünün tamamen özelleştirilmesi demektir. Çay üreticisinin özel sektörün insafına bırakılması demektir. Türkiye Cumhuriyetinde çay tarımı bir devlet projesidir. Devlet politikasıdır. Vatandaşlar teşvik edilerek çay tarımına yönlendirilmişç topraklar sadece çay yetiştirebilir hale gelmiştir. Devlet bu sorumluluğundan kaçamaz. 1 yıl sonra iktidardan gidecek olan AKP hükümeti giderayak çay tarımındaki devletin sorumluluğunu ortadan kaldırmaya çalışmakta ve Türk Çayını 3-5 sermaye şirketine peşkeş etmeye çalışmaktadır. Yaş çay alım fiyatını açıklamak devletin birinci görevidir. Çay üreticisini sömürüye karşı koruyacak olan devlettir. Onun adına bunu yapacak olanda ÇAYKUR’dur. Devletin bu sorumluluğu ortadan kaldırılamaz.”

Merak edip sorduklarını ifade eden Deniz, “İktidardan gideceğini anlayan AKP hükümetinin bizlerin vermiş olduğu üreticiyi koruyan Çay Kanunu teklifimizi reddederek ÇAYKUR’u ve çay tarımını bitirecek olan yeni Çay kanunu tasarısını apar topar meclise getirmesinin nedeni nedir?

Çay Kanununun hiçbir yerinde ÇAYKUR bulunmamaktadır. ÇAYKUR’a ait görev tanımı yapılmamaktadır. Türk çayının ve çay üreticisini koruyacak olan tek yegane yapı ÇAYKUR’dur. ÇAYKUR’un adının hiç geçmemesi ve ÇAYKUR’a hiçbir şekilde görev tanımı yapılmamasının açıklanmasının tek nedeni ÇAYKUR artık gözden çıkarılmıştır ve en kısa zamanda çeşitli yollarla işlevsiz hale getirilecek ve kapatılacaktır.

Buradan ÇAYKUR’da çalışan herkese sesleniyorum. ÇAYKUR’dan maaş alan herkese sesleniyorum. ÇAYKUR’a sahip çıkın. Yoksa işsiz kalacaksınız. İtirazlarınızı yükseltin. Sayın Genel Müdür sizin bir önemli göreviniz de ÇAYKUR’a sahip çıkmak ÇAYKUR’un tasfiyesini engellemektir. Bu görev ÇAYKUR’da çalışan herkese düşmektedir. Çıkın sokaklara sesinizi yükseltin. ÇAYKUR’da çalışan işçiler fabrikalarınıza sahip çıkın, üretimden gelen gücünüzü kullanın. ÇAYKUR’un yok edilmesine izin vermeyeceğinizi haykırın. Çünkü ÇAYKUR sizin ve çocuklarınızın geleceğidir. Geleceğinize sahip çıkın.

Çay üreticileri sizlerde sessiz kalmayın. ÇAYKUR’un yok edilmesine karşı durun. ÇAYKUR çalışanlarıyla dayanışma içinde olun. Bilin ki ÇAYKUR düşerse sizlerin de tüm geleceğiniz yok olur. Bizler ÇAYKUR’a ihanet eden bu anlayışın sonuna kadar karşısında olacağız.

Çay Kanun teklifinin sözleşmeli tarıma geçmeyi esas alan bir anlayışla yapılmış. Bunun nasıl yapılacağı da yönetmeliklere bırakılmış. Özeti şu: Fabrika sahibi ile çay üreticisi sezon başlamadan önce satacağı ve alacağı çay miktarı üzerinden anlaşma yapacak. Fabrika sahibi sözleşme yapmadan çay alamayacak, çay müstahsili de sözleşme yapmadan çay satamayacak. Çay üreticisi tek fabrika ile sözleşme yapacak. Bu sözleşmede sezon başlamadan yapılacak. Hava durumu kötü gitti ürün az oldu ceza iyi gitti fazla ürün oldu üreticinin elinde kalacak. Sezon başlamadan önce arz ve talebe göre sözleşme yapılacak. Yani fabrika sahibinin ya da özel sektörün talebine göre yaş çay alımı yapılacak.

Çay Kanun teklifi çay ithalatını % 10 oranında yasal hale getiriyor. Bugün % 10 olan yarın bir kararnameyle % 20’ye çıkar. Bizler çay ithalatını zorlaştırmayı ve hatta sıfırlamayı düşünürken yasa çay ithalatını şimdilik % 10 oranında serbest hale getiriyor.

ÇAYKUR yaş çay paralarına ait ödemesini 1 ay içinde yapacakken özel sektör 6 ay içinde ödemesini yapabilecek. Şimdi de var bu tür uygulama denebilir. Sorun zaten bunun olmaması. Özel sektörün de aynen ÇAYKUR gibi ödemesini 1 ay içinde yapmasını sağlamak. Yasa bunu yasal bir hak haline getiriyor. Sözleşme imzalayacaksınız çayınızı başkasına satamayacaksınız. Çayınızı satarken firmanın eksperi gelecek çayınızı seçecek.

Arz talep dengesine göre yaş çay alımı yapılacak ve buna göre kuru çay üretimi yapılacak. Hangi firmanın ne kadar kuru çay üreteceğine de şimdilik Bakanlık sonrasında Ulusal Çay Konseyi karar verecek. Yani tarlada yetişen yaş çay yaprağına göre değil piyasanın talebine ve özel sektörün stok durumuna göre yaş çay alımı yapılacak.

Bakanlık, denetleme vb. görevlerini yaparken ÇAYKUR’un çalışanlarını kullanmak zorunda değil. Bu durumda ÇAYKUR’da bu alanda çalışan yüzlerce çalışan işsiz kalmış olacak.

Destekleme primleri yasal zorunluluk haline getirilmemiştir.

Sonuç olarak bu yasa yaş çayda taban fiyat uygulamasını getirmeyen, çay üreticisini 3-5 sermaye sahibine mahkum edecek, üreticiyi korumayacak, sözleşmeli tarım ile üreticiyi daha çok sömürecek ve yeni tür Reji sistemini getirecek, ÇAYKUR’u tasfiye edecek, çay sektörünün, çay üreticisinin hiçbir sorununu çözmeyecek ve aksine süreç içinde çay tarımını yok edecek bir kanun teklifidir. Bu kanun teklifi iktidardan gidecek olan AKP’nin giderayak Türk tarımına attığı kazığı çay tarımına atacağı son kazıktır. Bu kanun teklifi iktidardan giden AKP’nin çay sektörünü kendi yandaşlarına devretme amacını gütmektedir. Bu Çay Kanununa karşı mücadele etmek vatandaşlarımızı bu konuda bilgilendirmek bizlerin vatandaşlarımıza karşı kendi geleceğimize karşı en önemli sorumluluğumuzdur.” diye konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER