UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Oğuz: Kültürel miras eksikliği çocukları tehlikeye atıyor
KARADENİZUNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, çocukların kültürel mirasla olan bağlarının zayıflamasıyla birlikte sosyal iletişim, yaratıcılık ve problem çözme becerilerinde ciddi gerilemeler yaşandığını söyledi. Oğuz, bu sürecin yalnızlaşan bireyleri, gelecekte daha büyük sosyal ve psikolojik sorunlarla karşı karşıya bırakabileceği uyarısında bulundu.
Samsun’da düzenlenen ‘Köklerimizin İzinde Kültürel Miras Yolculuğu’ programında konuşan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, “Belki Samsun'da çok derinden hissetmiyoruz, bilmiyorum. Ama büyük şehirlerde şöyle bir şey var. Çocukların ikisini, üçünü bir araya getirseniz bile bir oyunu kurmak, oyun oynamak şeklinde de beceriye, birikime ve deneyime sahip değiller. Yani 4 çocuğu yan yana getirirseniz ebe seçmeyi, bir oyunu oynamayı o oyunun kurallarına göre takip etmeyi bilmiyorlar çocuklar. Yalnız oynadıkları için. Dolayısıyla bu alanlarımız da gittikçe daralıyor” dedi.
Aile içi ve sokak iletişimin azalmasının obezite ve depresyon gibi sağlık sorunlarına yol açtığını vurgulayan Oğuz, “Aile içerisindeki iletişim azaldı. Sokakta çocuklar arasındaki iletişim azaldı. Ardından bu obezite gibi sağlık sorunları ve depresyon gibi sorunlar arttı. Ne olacak bu çocuklar? Bu çocukların eğer kültürel mirasla karşılaşıp sağlıklı bir, mesela biz buna muhakemeli kültür ortamı diyoruz, eğer çocukların deneyimleyerek öğrendiği bir kültür ortamında yetişmiyorsa, mesela batı toplumlarında çok sıklıkla görüyoruz, doğu toplumlarında daha farklı tavırlar oluyor. Batı toplumlarında sorun çözemeyen bu çocuklar, ellerine silahı alıp sorunu böyle çözen çocuklar ortaya çıktı. Doğudaki toplumlar gibi intihar oranı artmaya başladı. Dolayısıyla intiharla yani ölmekle öldürmek arasında bir seçeneğin cenderesine doğru gidiyor çocuklar. Neden? Kültürel etkileşim içerisinde, muhakemeli bir kültür ortamında aile sevgisi, bağı, okul-aile ilişkisi, sosyal ortam, sokak ilişkisi ve bunların barışık bir oyun, eğlence ve yaratım diyelim, tasarım ortamı içerisinde bulunmamasından kaynaklanıyor” diye konuştu.
TÜRK ÇOCUKLARI KÜLTÜRLERİNİ ANLATAMIYOR
Uluslararası değişim programlarına katılan Türk öğrencilerin kültürel ifade konusunda yetersiz kaldığını da dile getiren Oğuz, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Çocuklarımız zaman zaman bu Erasmus programından veya başka değişim programlarından yurt dışına gidiyorlar. Yurt dışına gittiklerinde mesela pek çok ülkeden toplanan çocuklara ‘hadi sen ülkenle ilgili bir şey yap’ diyorlar. Birisi mesela bir dansını yapıyor veya bir enstrümanını çalıyor. Bizim çocuklarımıza sıra geldiğinde çocuklarımız genellikle kendi kültürlerini ifade edecek konu bulmakta zorlanıyorlar. ‘Nereden biliyorsunuz’ diye soracaksınız. Yurt dışına giden pek çok çocuğun ailelerinden, ‘hocam siz bilirsiniz bu konuları, bizim çocuk gitmiş böylece sıkıştırmışlar, ne anlatsın bizim çocuk’ diye bize başvuran velilerle çok karşılaştık. Dolayısıyla biz kendimizi dışarıda da anlatmak bakımından bu anlamda yetersiz kalıyoruz. Yani bu da nedir? Bir şeyi bilebiliriz birimiz ama tekrarı yoksa eğitim sisteminde tekrar çok önemli, tekrarı yoksa sürekliliği yoksa onu unutuyoruz, onu devam ettirmiyoruz.”
KAYNAK:DHA
İlginizi Çekebilir