Yaz aylarında denizler, her ne kadar hoş vakit geçirme ve serinleme amacıyla tercih ettiğimiz mekanlardan olsa da beraberinde gelen tehlikeleri göz ardı etmek ne yazık ki hayatımıza mal olabilir. Bu tehlikelerden biri de rip (çeken) akıntılardan başkası değil.
Genellikle Karadeniz kıyılarında yaygın olan ve 10 yılda 304 kişinin ölümüne sebep olduğu bilinen bu akıntılar, keyifli dakikalarınızı bir anda kabusa çevirecek bir güce ve tehlikeye sahip.
Peki rip (çeken) akıntı nedir ve eğer bu akıntıya kapılırsak nasıl kurtulabiliriz?
Rip (çeken) akıntı, sahillerde yer alan uyarı levhalarında “Karadeniz’in cilvesi” olarak adlandırılır.
Bu oluşum genellikle deniz dip yapısının topuk-dalyan-topuk bir diğer ifadeyle kum tepeciği-yarık-kum tepeciği şeklinde olduğu bölgelerde görülür ve özellikle rüzgarlı havalarda topuklarda kırılan dalgaların, dalyan bölgelerinden geriye doğru hareketi sebebiyle ortaya çıkar.
Böylelikle akıntıya kapılanları da kıyıdan uzaklaştırıp, açığa doğru taşır. Rip akıntısının sebep olduğu boğulma vakaları, açığa doğru sürüklendiğini fark eden insanların korku ve panikle çırpınarak kıyaya dönme çabaları ve yorgun düşerek kendilerini su üzerinde tutamamaları sonucunda meydana gelir.
Bu akıntılar, profesyonel yüzücülerin ve hatta bazen cankurtaranların bile karşı koyamadığı bir güce sahiptir.
Rip akıntının ortaya çıkmasında dip yapısı, dalga yükseklikleri ve kum taneciklerinin büyüklüğü bir hayli belirleyicidir ve bu gibi durumlar, özellikle Karadeniz kıyılarında bir hayli fazladır.
Bu sebeple Karaburun’dan(Arnavutköy) başlayarak Şile’ye kadar Karadeniz kıyılarındaki tüm plajlarda, rip akıntısıyla karşılaşmak oldukça olasıdır. Ayrıca Karadeniz dışında İstanbul’un Karadeniz kıyılarına bakan plajları da bu tehlikeyle karşı karşıyadır.
Rip akıntılar en açık haliyle kıyaya dik olarak, denizden açığa doğru meydana gelen kuvvetli akımlar olarak ifade edilebilir.
Dalgaların sahile taşıdığı su kıyıya vurduğunda, denize tekrar geri dönmek ister. Daha derin kanallardan denize geri dönen su da rip akıntıyı oluşturur. Bu akıntılar farklı şekillerde davranıp, farklı yönlere akabilirler.
Örneğin bazı zamanlarda açık denize doğru oluşum gösterirlerken bazen de belli açılarla denize akabilirler. Ayrıca akıntılar bazen sahile geri de dönebilir. Bu akıntıların hızı saniyede 0,3 metre (m/s) ile saniyede 1,5 metre arasında değişir.
Peki bu oluşumları nasıl fark edebiliriz?
Derin ve koyu renkli bölgeler, sığ sularla çevrilmiş hafif dalgalı yüzeyler, dalgaların daha az kırıldığı alanlar, dalgaların üzerinden açıklara sürüklenen nesneler ve bulanık veya kumlu bölgeler rip akıntılarının en yaygın belirtilerindendir. Özellikle sahilin bir bölgesinde suyun rengi değişmişse ve oldukça bulanıklaşmışsa, uzmanlara göre bu %90 çeken akıntıdır.
Bu akıntı, dipteki kumları ve çamurları kaldırmış, dışarıya doğru taşımaya başlamıştır. Yani suyun rengi, bu sebeple değişime uğrar. Ancak bazı zamanlar bu belirtilerin tamamıyla karşılaşmak mümkün olmaz ve bir veya iki tanesi dikkati çekebilir. Bu nedenle denize girmeden önce gerekli kontrolleri yapmakta fayda var.
Eğer akıntıya kapılırsak, nasıl kurtulabiliriz?
Rip akıntıları panikle karşılamak ve daha hızlı yüzmek amaçlı yapılan çırpınma hareketleri, yarardan çok zarar sağlar. Bu esnada yapılacak ilk iş direnmek değil, akıntıyla beraber sakince gitmek ve su üzerinde durmaya çalışmaktır.
Akıntı, kuvvetine göre ortalama 40-50 metre açığa sürüklenmenize sebep olabilir. Zayıflık gösterdiği an ise geri dönmeye çalışmak yine oldukça yanlış olacaktır. Sağa veya sola doğru yüzüp akıntının menzilinden çıkmak, en doğru harekettir.
Yorum Yazın