EMEKLİ sivil savunma müdürü, yangın adli bilirkişisi Dr. Yalçın Karagözler, Bolu Kartalkaya'da 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangın faciasına ilişkin, "Otel sezona başlamadan önce otomatik söndürme işlemini, yangın dolaplarını, alarmlarını, sirenlerini bütün fiziki tedbir dediğimiz bu tedbirlerin hepsinin testlerini, denemelerini elektrikle alakalı hatların çekim gücünü, termal ölçümünü hepsini yapacaktı, ondan sonra oteli sezona açıp işletmeye başlayacaktı. Ancak o zaman belki bunların hiçbiri olmazdı. Eğer yangın önlemlerinden tasarruf etmeye kalkarsanız sonuç bu olur. Yangın önlemlerinden asla tasarruf olmaz" dedi.
Tekirdağ'da yaşayan emekli sivil savunma müdürü, yangın adli bilirkişisi Dr. Yalçın Karagözler, Bolu Kartalkaya'da 21 Ocak'ta çıkan, 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangınla ilgili değerlendirmede bulundu. Binaların yangından korunmasına yönelik hazırlanan yönetmelikte, otellerden en küçük işletmelere kadar alınması gereken önlemlerin çok net anlatıldığını söyleyen Karagözler, "Bugün kim şu yönetmeliği açıp 50'nci maddeyi açsa otellerde alınması gereken tedbirleri çok rahat bir şekilde okur, görür. İnsanların hayatının yok olmaması ya da daha az can ve mal kaybının sebep olmasıyla ilgili en az yapılması gereken birkaç şeyden bahsetmek gerekirse bu olayla ilgili; bir tanesi kaldıkları odaların mutlaka 30 dakika yangına dayanıklı olma mecburiyeti var. İkincisi, koridorlara açılan oda kapılarının koridorun başlangıcında mutlaka bir duvar olup, o duvardan da bir yangın kapısıyla ayrılması gerekirdi. Eğer bir duvar ve 90 dakika veya 60 dakika yangından koruyucu bir yangın kapısı olsaydı, insanlar yine bir saat boyunca orada kendi bulundukları yerde güvenli bir ortamda kalabileceklerdi. Yangın merdiveni vardı veya yoktu tartışmaları bir kenara, var olduğunu varsayalım. Yangın merdivenine gidene kadar yol ne kadar güvenli? Gidebilecek miyiz? Yangın merdivenine gittiğimizde, yangın güvenlik holleri olma mecburiyeti var. Eğer asansörse önünde 6 ile 10 metrekare bir yangın güvenlik holü olma mecburiyeti var. Eğer sadece normal çıkışsa onun önünde de 2 ile 6 metrekare bir yangın güvenlik holü olma zorunluluğu var. O zaman insanlar orada bekleyebilir, sırası geldiğinde gider" dedi.
'ACİL DURUM ASANSÖRÜ YAPILMALIYDI'
Benzeri işletmelerde acil durum asansörünün de bulunması gerektiğini belirten Karagözler, “Kaç asansör var bilmiyorum ama ikiden fazla asansör varsa bu asansörlerden en az bir tanesi acil durum asansörü olarak yapılmalıydı. O da yine 60 dakika boyunca asansöre duman gelmeyecek, ısı geçirmeyecek, basınçlandırması olan, itfaiyecilerin kurtarma için kullanabileceği bir asansör olmalıydı. O da yok gördüğüm kadarıyla. Yangın pompası ne kadar işlevsel? Yangın pompasına bağlı tesisatlar doğru mu? Sezona başlamadan önce bunlarla ilgili bir test yapıldı mı? Yangın dolapları var mı? Yangın dolapları istenen bir dakikada 90 litre su verme özelliğini karşılıyor mu? Bütün bunların hepsi ayrı birer parametre. Ama dediğim gibi en azından koridorlardaki girişlere birer kapı konmuş olsaydı, o zaman can ve mal kaybı belki çok az olabilirdi” diye konuştu.
'DUMANI ENGELLEMENİN EN KOLAY YOLU YANGIN KAPILARIDIR'
Yangında en çok korkulacak şeyin duman olduğunun altını çizen Karagözler, "Koridorun hemen başına bir duvar örüp veya bir yangın kapısı koyarsanız, o kapı yangının bulunduğu yerden bu tarafa geçmesini 90 dakika boyunca engeller. Yalnız şunu bilmek lazım; yangında en çok korkacağımız şey dumandır. Yangının en önemli ürünüdür duman. Yangın yanamadığı zaman bol miktarda duman üretir. Dolayısıyla karbonmonoksit de insanlar için en önemli zehirli gazdır. Bunu önlemenin en kolay yolu da işte bu sözünü ettiğim kapılardır. Mesela bir hastaneye gittiğinizde bakıyorsunuz yangın kapıları konmuş, yangın kapılarına bakıyorsunuz hepsi sonuna kadar açık. Mesaiden sonra da açık. O kapıların konma amacı nedir biliyor musunuz? Yangın bir alanda çıktığında o bölümde kalmasını sağlamak. İtfaiye gelene kadar ya da siz müdahale edene kadar yangın o bölümde kalır. İtfaiye de gelir ondan sonra nereye müdahale edeceğini bilir. Şimdi bu otelde itfaiye su alma verme ağızları var mı yok mu? Bilmiyorum. Bunlar hep yangın tesisatıyla ilgili olması gereken şeyler. Bunlar hep hasarın en az olmasını sağlayacak parametrelerden birkaçı" diye konuştu.
'İNSANLARI BİLGİLENDİRMEK ÇOK ÖNEMLİ'
Çok sayıda can kaybına yola açan yangınların özellikle gece 12 ile sabah 7 arasında çıktığına dikkat çeken Karagözler, "Fazla sayıda can ve mal kaybına sebep olan yangınlara bakın gece 12 ile sabah 7 arasındadır. Neden çünkü o saatte çalışan sayısı azdır. Mesela 25 bin metrekare kapalı alan, firma ismi vermeyeceğim, 370 çalışanı var. Sordum 'Gece kaç kişi çalışıyor?' diye, '17 kişi' dedi. Düşünün 370 kişinin çalıştığı yerde gece 17 kişi çalıştığı zaman 25 bin metrekarelik alanda o yangını kim fark edecek? Zaten fark edilene kadar fabrika yanacak ve gidecek. Şimdi otelde de aynı. Gece 03.30’da böyle bir durum söz konusu, çalışanlar uykudan uyandı veya uyandırıldı. Belki de bir kısmı uyanmadı. Bunlar nasıl vatandaşa yardımcı olacaklar? Bir kere ne yapacaklarını biliyorlar mı? Anons sistemi var mı? İnanın otellerde insanları bilgilendirmek o kadar önemli ki, biri mikrofonun başına giderek insanları bilgilendirdiği zaman insanlar daha doğru hareket ederler. Böyle bir anons sistemi de yok" ifadelerini kullandı.
Otellerde, sezon öncesi tüm önlemlerin gözden geçirilmesi gerektiğini dile getiren Karagözler, “Otel sezona başlamadan önce otomatik söndürme işlemini, yangın dolaplarını, alarmlarını, sirenlerini bütün fiziki tedbir dediğimiz bu tedbirlerin hepsinin testlerini, denemelerini elektrikle alakalı hatların çekim gücünü, termal ölçümünü hepsini yapacaktı, ondan sonra oteli sezona açıp işletmeye başlayacaktı. Ancak o zaman belki bunların hiçbiri olmazdı. Eğer yangın önlemlerinden tasarruf etmeye kalkarsanız sonuç bu olur. Yangın önlemlerinden asla tasarruf olmaz” dedi.
KAYNAK: DHA
Yorum Yazın