Almanya ve Hollandalı bilim insanları, koronavirüsün bir başka uzun vadeli etkisini daha ortaya çıkarmayı başardı. Yapılan araştırmaya göre koronavirüs, kişinin böbreklerine zarar vererek böbrek yetmezliğine kadar varan etkiye neden olabiliyor.
2019 yılının aralık ayında Çin’de ortaya çıktığı açıklanan ve kısa süre içinde çevre ülkelerde, ardından tüm dünya ülkelerinde tespit edilen koronavirüs, günümüzde de etkisini artırarak sürmeye devam ediyor. Koronavirüsün bazı kişilerin vücudunda ciddi etkilere sahip olduğu bilinirken, bugün virüs hakkında yeni bir keşif daha yapıldı.
Almanya ve Hollanda’daki bilim insanları, koronavirüsün insan vücudu üzerindeki uzun vadeli etkilerini incelediler. Araştırma kapsamında koronavirüs nedeniyle yoğun bakımda bulunan, koronavirüs dışındaki akciğer hastalıkları nedeniyle hastanede tedavi gören ve sağlıklı bireyler olmak üzere üç ayrı grup insandan alınan böbrek örnekleri incelendi. Sonuçlar, koronavirüsün bir uzun vadeli etkisini daha ortaya koydu.
Koronavirüs, böbrek yetmezliğine yol açabiliyor:
Yapılan incelemeler, koronavirüs hastasından alınan böbrek dokusu örneğinin diğer iki gruptaki hastalardan alınan doku örneklerinden daha hasarlı olduğunu gözler önüne serdi. Cell Stem Cell bilim dergisinde yayınlanan araştırmada bilim insanları, koronavirüs hastalarında ciddi böbrek rahatsızlıklarının meydana gelebileceğini kaydetti.
Bilim insanları, yaptıkları açıklamada SARS-CoV-2 virüsünün böbrek hücrelerini doğrudan enfekte ettiğini açıkladı. Koronavirüs enfeksiyonu sırasında ve sonrasında böbrek yetmezliği sıklıkla görülmesine rağmen bu durumun virüsün doğrudan etkisi olup olmadığı daha önce kanıtlanamamıştı. Yeni araştırmayla koronavirüsün böbrek hücrelerini doğrudan enfekte edebildiği ve fibrozis ile hücre hasarına neden olabileceği kanıtlandı. Böbrek fibrozisi, en sonunda böbrek yetmezliğine yol açabiliyor.
Bilim insanları, bugüne kadar akciğerlere verdiği zararın yanı sıra koronavirüsün böbrek de dahil olmak üzere pek çok iç organa zarar verdiğini gözlemlemişti. Fakat bu zararların birçoğu henüz doğrudan kanıtlanabilmiş değil.
Yorum Yazın